Aristokrasi ve soyluluk kavramları birçok tarih dönemine damgasını vuran kavramlardır. Siyasi, kültürel ve ekonomik alanlarda önemli bir yeri olan bu kavramlar özellikle Avrupa’da önem kazanmıştır. Avrupa’da feodalizm döneminden sonra şekillenen kavramlar olduğu söylenebilir. Hatta belirli dönemlerde ülkelerin iktidarlarında da son derece belirleyici olmuşlardır. Tarihsel açıdan gelişimine bakıldığında ise sadece Avrupa’da değil dünyanın birçok toplumsal yapısı üzerinde izlerini görmek mümkündür.
Aristokrasi kavramı günümüzün de en çok tartışılan kavramları arasında yer almaktadır. Tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan bu kavram insanların yönetilme şeklini de büyük oranda etkileyen kavramlardandır. Birçok filozof tarafından hem yorumlanan hem de tartışılan konulardan olmuştur. Aristokrasi kavramını en basit şekilde tanımlamak gerekir ise siyasi iktidarın soylu azınlık tarafından elde tutulması şeklinde bahsedilebilir.
Bu kavrama göre belirli bir grup yalnızca kalıtsal özelliklerinden dolayı toplumun geri kalan kısmından hem ahlaki hem de siyasi şekilde üstün gösterilmektedir. Aynı zamanda bu kişilerin de toplumu yönetme hakkı olduğuna inanılmıştır. Günümüzde siyasal iktidara sahip kişilerden çok daha farklı ayrıcalıkları olan gruplardır. Bu yaklaşımın en temel noktasında ise aristokrasiye tabi olanların daha zeki ve eğitimli olduğu inancı hakimdir.
Aristokrasinin Genel Özellikleri Nelerdir?
Aristokrasi sınıfının genel olarak birtakım özelliklerinden bahsetmek mümkün olabilir. Seçkin bir sınıf hakimiyeti olan bu grubun iktidar üzerinde önemli etkileri vardır. Aynı zamanda ellerinde bulundurdukları güç sayesinde halk üzerinde de büyük bir hakimiyet kurabilmişlerdir. Aristokrasinin özellikleri arasında şunları saymak mümkün olabilir:
Aristokrasi sınıfında miras ve soy kavramları son derece önemlidir. Özellikle iktidara gelmek isteye aileler ya da grupların soylu olması önemlidir. Bir kişinin statüsünün yalnızca ailesinden geldiğine inanılmaktadır.
Aynı zamanda söz hakkında sınırlı katılım durumu vardır. Yani seçkin olan grup hemen herkes adına karar verme yetkisine sahiptir.
Aristokrasi toplumlarda en iyilerin yönetimlerde olması gerektiği üzerinde durulmaktadır. Yöneten kişilerin hem bilge hem de son derece yüksek eğitim düzeyinde olduğu düşünülmektedir.
Bu sınıflarda genelde sadece tek bir grubun çıkarları önemlidir.
Aynı zamanda aristokrasi kavramının benimsendiği toplumlarda gelir konusunda önemli bir eşitsizlikten de bahsetmek mümkündür. Bu nedenle de tarihsel süreçte en çok eleştirilen sınıflardan biridir.
Aristokrasi ve Soyluluk Kavramlarının Kökenlerine Bakış
Aristokrasi kavramı Yunanca olan ve en iyi anlamına gelen Aristos ve iktidar anlamını taşıyan kratos kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkmıştır. Tarihsel süreçte birçok farklı toplumda bu sınıf yönetimi ve gücü her zaman elinde bulundurmuştur. Özellikle Ortaçağ Avrupa’sında gücünü büyük oranda artırarak günümüze kadar ulaşan etkiler bırakmıştır. Toprak mülkiyetinden askeri ve dini güce kadar birçok farklı alanda bu aileler güçlerini pekiştirme fırsatları yakalamışlardır.
Ortaçağ süresince bu sınıflar genelde toprak mülkiyeti üzerinde durmuşlar ve güçlenmişlerdir. Özellikle bu dönemde ortaya çıkan Feodal beyler büyük toprak ve ekonomik güçleri ile kralların üzerinde bir güce ulaşmışlardır. Bunların yanında soyluluk olarak isimlendirilen ve kan yolu ile aktarılan statü bu düzende toplumsal bir hiyerarşi edilmesini de sağlamıştır.
Sanayi Devrimi ile Aristokrasinin Gerilemesi ve Modern Dünyaya Etkisi
Sanayi Devrimi sadece İngiltere ve Avrupa’yı değil aynı zamanda dünyanın ekonomik yapısında büyük bir etki ortaya çıkarmıştır. Ancak bu dönemin ortaya çıkması hem ticaret hem sanayi alanlarında önemli gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Bunların yanında finans dünyasını da geliştirmiştir. Burjuvazi sınıf ise bu dönemde aristokrasinin birçok alanda gücünün sarsılmasına neden olmuştur. Hatta Avrupa’da mutlak monarşiler zayıflamış ve parlamenter sistemlerin daha da yüksek güce ulaşması mümkün olmuştur.
Günümüze bakıldığında ise aristokrasi ve soyluluk kavramları bir güç olarak kabul edilmemektedir. Bunun yerine kültürel bir kavram olarak algılanmaktadır. Aynı zamanda sembolik bir unsur olarak görülebilir. Fakat kraliyet aileleri ile soyluluk unvanları hala kullanılmaya devam etmektedir. Bununla birlikte üç merkezi daha çok sermaye sahiplerinin elinde birikmeye başlamıştır.
Aristokrasi kavramı sadece ekonomi alanında etkili olmamıştır. Aynı zamanda hem sanatsal hem de kültürel alanlarda da farklı etkiler ortaya çıkarmıştır. Özellikle edebiyat, sanat ve mimari konularda soyluların koruması ve isteği altında çok farklı eserler yaratılmıştır. Bu da modern devletlerin ortaya çıkışında oldukça büyük bir etken olmuştur.